Bakan Avcı Anadolu Ajansı Editör Masası´na konuk oldu  
Bakan Avcı Anadolu Ajansı Editör Masası´na konuk oldu

Bakan Avcı Anadolu Ajansı Editör Masası´na konuk oldu

AA Editör Masası´na konuk olan Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Bakan Avcı Anadolu Ajansı Editör Masası´na konuk oldu

Bakan Avcı Ankara´daki terör saldırısına ilişkin bir soru üzerine olayda hayatını kaybeden herkese Allah´tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı dilediğini belirterek, her ölümün acı olduğunu ama saldırıda Anadolu öğretmenlerinin de bulunduğunu, o yüzden ayrıca kendileri için bunun bir acı kaynağı olduğunu ifade etti.

 

Süreçle ilgili, olup bitenlerle ilgili pek çok tartışmanın ve hükümete yönelik eleştirilerin yapıldığını belirten Bakan Avcı, "Doğrudur bunlar olur, olması beklenir. Şüphesiz Ankara´nın göbeğinde cereyan eden bu çapta bir trajik olaya ilişkin insanların sessiz kalmasını bekleyemezsiniz. Ama tüm bunlar henüz bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmadan, neyin ne olduğu, kimin ne yaptığı, kimin ne yaptırdığı belli olmadan çok kestirme birtakım sonuçlara varmak doğru değil" diye konuştu. 

 

Bakan Avcı, olayın bizzat içinde olduğu, travmasını yaşayan insanların da hemen çok makul, soğukkanlı değerlendirmeler yapmasının beklenmeyeceğini vurguladı. Kendilerine düşenin olabildiğince soğukkanlı davranmak olduğuna işaret eden Bakan Avcı, "Özellikle yöneticilerin ve bu konuları araştırmakla görevli birimlerin, olabildiğince soğukkanlı bir yaklaşımla olayın ayrıntılarını varsa ki vardır zaaf noktalarını, o zaafların oluşmasında varsa ki vardır sorumluları belirlemek, en azından bundan sonrası için tedbir alacak şekilde bunların çözümlenmesini yapmak, tedbirler konusunda daha derli toplu bir çalışma yapmak" ifadesini kullandı.

 

Doğu ve güneydoğu illerine yapılan öğretmen atamalarına ilişkin soru üzerine Bakan Avcı, bu yıl 37 bin öğretmenin atamasını gerçekleştirdiklerini, bu rakamın yüzde 70´inin 29 ile atandığını, böylece doğu ve güneydoğu illerindeki öğretmen doluluk oranının, Türkiye ortalamasının üzerine çıktığını bildirdi.

 

Son atamalardan önce, Akdeniz Bölgesi´nde doluluk oranının yüzde 89,75, şimdi ise yüzde 90,41 olduğunu ifade eden Bakan Avcı, şu bilgileri verdi: "Doğu Anadolu´da doluluk oranı atama öncesi yüzde 80 idi, şimdi yüzde 95. Ege´de yüzde 92,11 idi, yine küçük bir farkla arttı ama 92,85 oldu. Güneydoğu Anadolu´da yüzde 80,47 idi, şimdi yüzde 92, 21. Yüzde 12´lik bir artış. Doğu Anadolu´da yüzde 15´lik bir artış vardı. İç Anadolu´da yüzde 93,21 idi, şimdi yüzde 94,81. Karadeniz Bölgesi´nde yüzde 87,75 idi, şimdi yüzde 89,51. Marmara Bölgesi´nde yüzde 83,51 idi, şimdi yüzde 85,8. Türkiye genelindeki doluluk oranı yüzde 86,68 idi, şimdi yüzde 90,75."

 

Doğu ve Güneydoğu illerine atanan öğretmenler 

Bakan Avcı, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi´ne gönderilen öğretmenler görevlerine başladı mı?" sorusu üzerine, şöyle dedi: "37 bin öğretmen atamasından önce, atamaların yüzde 70´inin Doğu ve Güneydoğu´ya atanacağını açıklamıştık. O zaman medyada spekülasyon yapıldı, ´Bu şartlar altında öğretmenler gitmez, aileler göndermezler´ gibi. Atanan 26 bin küsur öğretmen içinde sadece 40 öğretmenimiz görevinin başına gidemedi. Bunların büyük bir kısmı da ya askerlik ya sağlık sorunu olduğu için ya da sağlık sorunu olan bir yakını olduğu için, makul, meşru mazeretleri sebebiyle gidemedi. Onun dışında, hepsi gitti." 

 

Anadolu Ajansının, bölgeye giden öğretmenlerin halk tarafından karşılanması haberlerini yaptığının hatırlatılması üzerine Bakan Avcı, şu ifadeleri kullandı: " Bölge halkı yayınlardan, spekülasyonlardan etkileniyor ama oraya beklemediği halde aslan gibi 23-24 yaşında genç bir öğretmen elinde bavuluyla geldiği zaman onlar da görüyorlar ki devlet burada. O zaman vatandaş da öğretmenine sahip çıkıyor. Ben bütün vatandaşlarımıza, muhtarlarımıza, kaymakamlarımıza, valilerimize, bu konuda gösterdikleri organizasyon kabiliyeti ve öğretmenlerimizin oradaki ikametleri için yaptıkları kolaylaştırıcı hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. O hadise, bölgede atmosferin nasıl değişmekte olduğunun göstergesidir."

 

Terör örgütünün eğitimi boykot çağrısı

Bölücü terör örgütünün, eğitimi boykot ve protesto çağrısına ilişkin Bakan Avcı, bu tür teşebbüslerin her sene okullar açılırken yapıldığını, bir haftalık bir boykot girişiminin olduğunu dile getirdi.

 

Bakan Avcı, geçmiş yıllarda ve özellikle bu yıl da bu teşebbüsün başarılı olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Okulların ilk açıldığı hafta, velilerin hazırlıkları sebebiyle zaten bu tür aksamalar oluyor. Okula başlama konusu bütün Türkiye genelinde biraz şey olabilir ama bunun çok üzerinde bir katılım oldu. Bazı, çok spesifik özel gayret gösterilen ilçelerde Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu bilgisi var. O da çok özel çabayla şimdi kırıldı zaten. Dolayısıyla örgüt, bölge halkına uyguladığı baskıların cevabını şimdi halktan alıyor."

 

Toplam öğretmen ihtiyacımız 95 bin 624

Şubat ayında 10 binin üzerinde öğretmen atanacağına ilişkin açıklaması hatırlatılarak, "Milli Eğitim Bakanlığının toplam öğretmen ihtiyacı ne kadardır" diye sorulması üzerine Bakan Avcı, "Mevcut koşullarda, yani sınıf mevcutlarımız aynı, derslik sayılarımız bu düzeyde kaldığı sürece, derslik sayısı derken şu anda inşaatı devam eden dersliklerimizi de hesaba katarak yaptığımız projeksiyonlara göre, bizim 95 bin 624 öğretmene ihtiyacımız var" değerlendirmesinde bulundu.  

 

Şartların aynı kalmasının öngörülmediğini, zaten kalmaması gerektiğini de vurgulayan Bakan Avcı, Türkiye genelinde sınıf mevcutlarının 30´un altına düştüğünü ancak 35-40 kişilik sınıfların da hala bazı şehirlerde, İstanbul gibi büyük illerin bazı ilçelerinde olabildiğini belirtti. 

 

Tekli eğitime geçileceğini daha önce açıkladığını, bu geçişin 4 yıllık bir yasama döneminde olmasının öngörüldüğünü anlatan Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bütün okullarda tekli eğitime geçmeyi planlıyoruz, ayrıca sınıf mevcutlarımızı da olabildiğince aşağıya, 30´un altına çekmeyi. 30´un altına çektiğiniz zaman öğretmen ihtiyacımız 120 bine çıkar. 24´e çektiğiniz zaman 180 bine çıkar. Her 10 kişiye bir sınıf açtığında da belki 300 bin kişiyi bulur. Önce mevcudu bir derleyip toparlamamız gerekiyor, onu yapıyoruz zaten. 10 yıldır onu yaptık, çok şükür toparladık. Şu anda mevcut 800 bin küsur öğretmenimizin, idarecilerle birlikte 900 bin öğretmenimizin yarısı bizim dönemimizde atandı. Şu anda görev yapan her iki öğretmen ve idareciden biri, son 10 yıllık AK Parti döneminde atanmıştır. Dolayısıyla toparlama sürecimizi çok büyük bir başarıyla sürdürüyoruz. 

 

Derslik sayısında da aynı şekilde.Biz 2003´teki derslik sayımıza bir o kadar daha ekledik. Ama hala yapmamız gerekenler var, hala ilave etmemiz gereken derslikler var. Derslik başına düşen öğrenci sayısını 24´ün altına düşürmek için, bunun parasal karşılığı da 18 milyar liradır. Hala, 10 yıldan beri, bütçeden en büyük payı biz alıyoruz, bunları o sayede yapabiliyoruz. Önümüzdeki dönem de, inşallah öğretmen açığımızı fazlasıyla karşılamış olacağız."

 

"Elimizde bir 10 bin var, en rahat konuşabildiğim rakam bu"

Bakan Avcı, şubat atamasına ilişkin, "Elimizde netleşmiş, üzerinde bütün ilgili tarafların mutabakata vardığı bir rakam olsa bunu açıklarım" diyerek, kamuda bütün kadroların yasayla ihdas edildiğini hatırlattı. 

 

Hangi kamu kuruluşunun o yıl kaç memur alacağına TBMM´de karar verileceğine işaret eden Bakan Avcı, "Meclis şu anda kapalı. Meclis açıldıktan sonra zaten bütçe hemen geliyor, bütçe kanunu vesilesiyle biz de Milli Eğitim Bakanlığı olarak kadro talebinde bulunacağız, olabildiğince çok kadro almaya çalışacağız" diye konuştu. 

 

TBMM´den geçen yıl 47 bin kadroluk bir tahsis çıktığını anımsatan Bakan Avcı, verilen kadroların hemen kullanılamadığını, kadroların ne kadarının kullanılabileceğine Maliye Bakanlığının karar verdiğini kaydetti. 

 

Bakan Avcı, "Geçen yıl 47 bini kullanamadık, 37 bine izin çıktı. Maliye Bakanlığı, ´37 bini bu sene kullanabilirsiniz´ dedi. Biz de kullandık. Elimizde bir 10 bin var. Bunu cepte kabul ediyoruz, en rahat konuşabildiğim rakam o şu anda. Şubat için 10 bin tamam ama yeni alacağımız kadrolardan bir kısmını bunun üzerine koyacağız. Bunun ne kadar olacağı da TBMM´de belirlenebileceği için, şu anda benim Meclis iradesinin önüne geçerek ´şunu yapacağız, bunu yapacağız´ demem doğru olmaz" ifadesini kullandı.   

 

Aşağı yukarı bir tahmini olup olmadığının sorulması üzerine de Bakan Avcı, öğretmenlere bu konuda "Bir atama daha olsaydı ben de girerdim diye arkadaşlarımızı ve yeni KPSS´ye girecek arkadaşlarımızı memnun edecek bir seviyede bir sonuç alacağımızı tahmin ediyorum" dediğini aktardı. 

 

Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şubat ataması yapacağız inşallah. 10 binin üzerine Meclis´ten çıkacak kadro neyse ondan ekleyeceğiz ama Meclis bize diyelim ki 40 bin daha verdi, 50 bin etti. Bunun 50 binini de şubatta kullanamayız. Niye? Çünkü biz KPSS ile alıyoruz. Şubatta atanacak arkadaşlarımız, geçen yıl, 2015 KPSS´den aldıkları puanlarla atanıyorlar. Buna karşılık, 2016 Temmuz´unda yeni bir KPSS yapılacak. Oraya da yeni mezun öğretmen adayları, önceki sınavlarda yeterince başarılı olamamış arkadaşlarımız tekrar girecek. Biz 2016 KPSS sonuçlarıyla da öğretmen almak zorundayız. Bu çocuklar oraya boşuna girmiyorlar. Onlar seslerini yükseltmeye başladılar, ´Elinizdeki bütün kadroları Şubatta harcarsanız, ben sınava niye gireyim´. Dolayısıyla 2016 KPSS´sine girecek adaylarımız için de bir kontenjanı muhafaza etmek zorundayız. Şubat ve ağustos için dengeli bir dağılım yapmak durumundayız." 

 

 "Şubatta atanacak öğretmenler oryantasyon eğitiminden geçecek" 

"Şubatta atanacak öğretmenlerin hemen görev yerlerine değil de kıdemli öğretmenlerle birlikte bir dönem geçirmesi konusundaki çalışmanız hangi aşamada" sorusunu da yanıtlayan Bakan Avcı, önceki uygulamalarda adayların atamayı takip eden 15 gün içinde göreve başladıklarını kaydetti. 

 

Görev yapacağı ili, ilçeyi, köyü hayatında ilk kez gören, bilmediği koşullarda görev yapmaya başlayan öğretmenler için sürecin zorlu geçtiğini ifade eden Bakan Avcı, yeni başlayacak uygulamayla ilgili şu bilgileri verdi: "Bunun için bir alıştırma, oryantasyon dönemine şiddetle ihtiyacımız var. Bu sene onu uygulamaya başlıyoruz inşallah. Şubat atamasında ataması yapılacak öğretmenlerimiz, 1 Mart itibarıyla, tarih değişebilir, 3 Mart olur, 5 Mart olur, göreve başlayacak öğretmenlerimiz 1 Mart´tan itibaren maaşlarını almaya başlayacaklar ama atandıkları ile gitmek zorunda olmayacaklar. Tercihe bağlı olarak ya bulundukları ilde ya üniversiteyi bitirdikleri ya da atandıkları ilde önce bir oryantasyon eğitiminden, bir yönlendirme, alıştırma eğitiminden geçecekler. 

 

Bir danışman öğretmenleri olacak. Meslekte belli bir süreyi tamamlamış, 10 yıl ve üzerinde görev yapan, tecrübeli, başarısıyla, öğretmenlik nitelikleriyle dikkat çeken, temayüz etmiş, fiilen görev yapmakta olan bir öğretmen büyüğün danışmanlığında olacak, ona zimmetleyeceğiz. Milli Eğitim müdürlüklerimiz ve danışman öğretmenlerimizle birlikte yaptıkları bir plan, program çerçevesinde bu öğretmenimiz okullarda derslere girmeye başlayacak. Ders anlatmak için değil ders dinlemek için, ders vermek için değil ders almak için." 

 

Yeni atanan öğretmenlerin, tecrübeli öğretmenlerin nasıl ders anlattıklarını, nasıl ödev verdiklerini, öğrencileri nasıl motive ettiklerini, öğretmenlerle ilişkide nelere dikkat ettiklerini gözlemleyeceklerini, bürokrasiyi tanıyacaklarını, mevzuatı öğreneceklerini anlatan Avcı, eğitimin mart, nisan, mayıs ve haziran aylarını kapsayacağını, dört ay süreceğini bildirdi.

 

Danışman öğretmen ile irtibatın, yeni atanan öğretmenin göreve başlamasıyla kesilmeyeceğini, gittiği yerde bir sorunla karşılaştığı zaman danışman öğretmeni arayabileceğini söyleyen Bakan Avcı, atanan öğretmenin göreve başlamadan önce tecrübeli bir öğretmen çevresine sahip olacağını belirtti. 

 

Bakan Avcı, öğretmenler için yaz tatilinde hizmet içi eğitimler düzenlediklerini anımsatarak, yeni atanan öğretmenler için de bu dönemde, gidecekleri bölgenin özelliğine göre ayrı bir eğitim verileceğini kaydetti.  

 

Örneğin, ana dili Kürtçe olan çocukların çoğunlukta olduğu bir okula gidecek öğretmenin, çocuklarla ve velilerle rahat iletişim sağlayabilmesi için temel bir dil eğitiminden geçeceğini, Eskişehir´e gidecek bir öğretmenin şehrin gelenek göreneği hakkında bilgi sahibi olacağını, Şanlıurfa´ya gidecek öğretmenin "sıra gecesi" geleneğini öğreneceğini anlatan Avcı, söz konusu eğitimle öğretmenlerin vatandaşın, velilerin iyi gününde kötü gününde hissiyatını paylaşabilecek, onlarla hemhal olmasını sağlayacak ön bilgileri edineceklerini ifade etti. 

 

Bakan Avcı, "Oryantasyon eğitimiyle öğretmenlerimizi sınıflarına daha hazırlıklı olarak göndermeyi ümit ediyoruz" dedi. 

 

"Talep yoğunluğunu göz önüne alarak ay sonunu beklemiyoruz"

Temel eğitimden ortaöğretime geçişte TEOG sınavlarının olduğunu anımsatan BakanAvcı, bu sınavların sonuçlarına göre öğrencileri okullara dağıttıklarını bildirdi.

 

Herhangi bir okula kaydını yaptıramamış öğrencileri de açık liseye kaydettiklerine dikkati çeken Bakan Avcı, şunları söyledi: "Fakat okullardaki kontenjan durumu netleştikçe boş kontenjanlar oluştukça bu öğrencilerden örgün eğitime geçmek isteyenlere nakil fırsatı veriyoruz. Bunu daha önce üç aşamada yaptık ama bundan sonraki süreçte ´Ekim ayı sonuna kadar boş kontenjanlar ilan edilecek, öğrenciler müracaatını yapacaklar ve kaydolacaklar´ demiştik. Fakat talep yoğunluğunu göz önüne alarak ay sonunu beklemiyoruz.

 

Öğrencilerimiz 20 Ekim saat 17.00´ye kadar nakil talebine bulunacak. Biz de 21 Ekim günü o çocuklarımızdan uygun olanları, uygun kontenjanlara yerleştirmiş olacağız. Taban puan ve açık kontenjan esasına bağlı olarak yapılacak. Her nakil talebinde bulunanı da hemen boş kontenjana yerleştirme şansımız yok. Böylece müjdemizi vermiş oluruz, veliler ve öğrenciler bunu bekliyorlardı." 

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.